İçindekiler
- 1 Türkiye’nin 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi COP 29’da Açıklandı!
- 1.1 Net Sıfır Emisyon Hedefi: 2053’te Karbon Salınımını Sıfırlamak
- 1.2 Tarım Sektörü ve Sera Gazı Emisyonları
- 1.3 Su Yönetiminde Yeni Bir Dönem Başlıyor
- 1.4 Tarımda Sürdürülebilirlik İçin Adımlar Atılıyor
- 1.5 Tarımsal Atık ve Kayıpların Azaltılması
- 1.6 Sürdürülebilir Tarım ve İklime Duyarlı Uygulamalar
- 1.7 Eğitim, Farkındalık ve Kapasite Geliştirme
- 1.8 Yeşil Yatırımlar ve Sürdürülebilir Tarımın Önemi
Türkiye’nin 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi COP 29’da Açıklandı!
Türkiye’nin 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi: COP 29’da Açıklanan Gelecek Vizyonu
11 Kasım – 22 Kasım 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın ev sahipliğinde düzenlenen COP 29 İklim Konferansı’nda, Türkiye önemli bir adım attı ve 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisini açıkladı. Bu strateji, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için atacağı uzun vadeli adımları belirliyor. Strateji, Türkiye’nin karbon emisyonlarını nasıl azaltacağı, modern sulama sistemlerinin su verimliliğine etkileri, iklim hedeflerine ulaşmak için neler yapacağı ve tarım sektörünün bu süreçteki rolü gibi pek çok önemli başlıkta yeni yol haritaları sunuyor.
Net Sıfır Emisyon Hedefi: 2053’te Karbon Salınımını Sıfırlamak
Türkiye’nin uzun vadeli iklim stratejisinin en önemli hedeflerinden biri, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak. Türkiye, 2038’den itibaren sera gazı emisyonlarını azaltmaya başlayarak, 2053’te tüm karbon salınımlarını dengeleyecek bir seviyeye getirmeyi amaçlıyor. Bu hedef doğrultusunda, karbon fiyatlandırma mekanizmaları ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi yeni araçların uygulanması planlanıyor.
Türkiye, yıllık milli gelirin %1.7’sinin yeşil yatırımlara ayrılmasını hedefliyor. Bu yatırımlar, ülkenin iklim hedeflerine ulaşmak için kritik bir rol oynayacak. Hem enerji sektöründe hem de tarımda yapılacak bu yatırımlar, karbon salınımlarının kontrol altına alınmasında önemli bir araç olacak.
Tarım Sektörü ve Sera Gazı Emisyonları
Türkiye’de sera gazı emisyonlarına sebep olan sektörler arasında tarım önemli bir yer tutuyor. Metan gazının %60’ı tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Tarımda enterik fermantasyon yoluyla salınan metan gazı, önemli bir sera gazı kaynağı olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin 2053 hedeflerine ulaşabilmesi için tarım sektöründe yapılacak dönüşüm çok önemli.
Tarım sektöründeki sera gazı emisyonları, özellikle şu süreçlerden kaynaklanmaktadır:
- Enterik fermantasyon (hayvanların sindirim sistemindeki metan salınımı): %53.5
- Tarımsal arazilerin işlenmesi: %31.2
- Gübre yönetimi: %13.1
Bu emisyonları azaltmak için atılacak temel adımlar:
- Hayvancılıktan kaynaklanan metan emisyonlarının azaltılması için beslenme tekniklerinin iyileştirilmesi ve hayvanların sağlığına yönelik çalışmalar yapılacak.
- Kimyasal gübre kullanımının azaltılması ve organik gübre kullanımının teşvik edilmesi.
- Pestisit ve antimikrobiyal kullanımının en aza indirilmesi.
- Tarımsal üretimde kayıp, atık ve kalıntı yönetimi iyileştirilecek ve geri dönüşüm sistemleri yaygınlaştırılacak.
Su Yönetiminde Yeni Bir Dönem Başlıyor
Türkiye’nin 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi’nin önemli hedeflerinden biri de su kaynaklarının verimli kullanımı. Türkiye de yıllık ortalama yağış miktarı 2013-2023 arası 591.5 mm. Toplam yıllık su
tüketimi 57 milyar metreküp ve 44 milyar metreküpü (%77) sulama için kullanılıyor. Ancak, su kaynakları giderek azalırken, bu kaynakları daha verimli kullanmak, hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliği hem de iklim değişikliğiyle mücadele açısından hayati öneme sahiptir. Türkiye, sulama verimliliğini %65 artırmayı hedefliyor ve bu hedefe ulaşmak için ciddi yatırımlar yapılıyor.
Modern Sulama Sistemlerine Geçiş
Türkiye, toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için kapsamlı bir plan oluşturmuş durumda. Bu planın en önemli unsurlarından biri, mevcut sulama sistemlerinin modernize edilmesi ve daha verimli hale getirilmesidir. Açık kanal sulama sistemleri, suyun daha verimli kullanılmasını sağlayacak şekilde kapalı sistemlere dönüştürülecek. Bu dönüşümle birlikte su kayıpları minimuma indirilecek ve sulama işlemleri çok daha hassas bir şekilde yönetilecek.
Otomasyon ve Dijitalleşme: Akıllı Sulama Sistemleri
Sulama verimliliğini artırmanın bir başka yolu da otomasyon ve dijitalleşme teknolojilerinin kullanılması. Sulama sistemleri, toprak nemi, sıcaklık, yağış ve sulama ihtiyacı gibi parametreleri ölçen sensörlerle donatılacak. Bu sensörler sayesinde suyun yalnızca gerektiği kadar kullanılmasını sağlayacak bir sistem kurulacak. Ayrıca, uzaktan algılama ve dijital izleme teknolojileriyle sulama işlemleri anlık olarak takip edilebilecek. Böylece, her bir bitkinin ihtiyaç duyduğu su miktarı doğru bir şekilde tespit edilecek ve su israfı önlenecek.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarıyla Sulama
Özellikle pompalı sulama yapılan bölgelerde, sulama işlemleri için kullanılan enerjinin büyük bir kısmı fosil yakıtlarla sağlanıyor. Ancak bu süreç, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak daha çevre dostu hale getirilecek. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji sistemleri, sulama tesislerinin enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılacak. Ayrıca, yenilenebilir enerji üretim tesisleri kurulacak ve bu tesisler doğrudan çiftçilere sağlanacak, böylece onların enerji maliyetleri önemli ölçüde azaltılacak.
Yağmur Suyu Hasadı
Yağmur suyu, tarımsal sulamanın en doğal ve çevre dostu kaynağıdır. Türkiye, yağmur suyu hasadını teşvik etmeyi planlıyor. Tarım arazilerinde, yağmur suyu hasadı sistemleri kurularak, yağışlardan elde edilen suyun depolanması sağlanacak.
Sulama Stratejileri ve Sektörel Dönüşüm
Sulama sistemleri, sadece verimliliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda tarımsal üretimde sürdürülebilirliği de sağlayacak. Planlı üretim modelleri sayesinde toprak, su kaynakları ve iklim projeksiyonlarına dayalı olarak, sulama ağları ve sistemleri optimize edilecek. Her bölgenin su ihtiyacı, iklim koşulları ve tarımsal ürün türlerine göre farklılık göstereceğinden, sulama stratejileri de yerel ihtiyaçlara göre şekillendirilecek.
Tarımda Sürdürülebilirlik İçin Adımlar Atılıyor
Türkiye, tarım sektöründe sürdürülebilir üretimi artırmak ve düşük karbonlu üretim tekniklerini yaygınlaştırmak için eğitim ve farkındalık çalışmalarını da hızlandırmayı hedefliyor. Çiftçilere yönelik eğitim programları, kadın çiftçilere özel destekler ve toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı stratejiler ile tarımda daha sürdürülebilir bir üretim süreci yaratılması bekleniyor. Bu doğrultuda, çiftçilere organik tarım ve iklime duyarlı tarım teknikleri konusunda eğitimler verilecek, bu sayede tarımda çevre dostu yöntemler benimsenmiş olacak.
Tarımsal Atık ve Kayıpların Azaltılması
Türkiye’nin uzun vadeli iklim stratejisinde, tarımsal atıkların yönetimi de önemli bir yer tutuyor. Tarımsal üretimde kayıpların ve atıkların azaltılması amacıyla geri dönüşüm sistemleri ve döngüsel ekonomi yaklaşımları teşvik edilecek. Bu süreçte, kimyasal gübre ve pestisit kullanımının azaltılması, organik gübre kullanımının teşvik edilmesi gibi adımlar da atılacak.
Sürdürülebilir Tarım ve İklime Duyarlı Uygulamalar
Türkiye, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla iklime duyarlı tarım tekniklerini yaygınlaştıracak. Bu, tarımda hem çevresel sürdürülebilirliği hem de verimliliği artırmayı hedefliyor.
- Toprak ve su yönetimi, tarım alanlarının korunması ve toprak sağlığının geliştirilmesi için büyük adımlar atılacak. Toprak organik madde miktarının artırılması ve toprağın su ve karbon tutma kapasitesinin güçlendirilmesi sağlanacak.
- Kimyasal gübre kullanımı, toprak ve su analizlerine dayalı olarak azaltılacak. Çiftçilere gübre kullanımı konusunda eğitim verilecek, organik gübre kullanımı teşvik edilecek. 2053 yılına kadar, ekili tarım arazilerinin en az %10’u organik tarım ve iklime duyarlı tarım teknikleri için kullanılacaktır.
- Pestisit kullanımının azaltılması ve alternatif pestisitlerin kullanımı teşvik edilecek. Bununla birlikte, iklime duyarlı tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması için geniş eğitim programları düzenlenecek.
Eğitim, Farkındalık ve Kapasite Geliştirme
İklim değişikliğiyle mücadele, sadece teknik çözümlerle değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve eğitimle de güçlendirilecek. Türkiye, tarımda sürdürülebilir üretim konusunda eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetlerini artırmayı hedefliyor. Bu eğitimler, özellikle kadın çiftçilere odaklanarak, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yaygınlaştırılacak.
Çiftçilere yönelik eğitimler:
- Düşük karbonlu üretim yöntemleri
- Yeni teknolojilerin kullanımı
- İklime duyarlı tarım teknikleri
Bu eğitimler, çiftçilerin sürdürülebilir ve verimli üretim yapmalarını sağlayacak ve verimlilik artışı ile birlikte karbon salınımlarını azaltma yolunda önemli bir adım olacak.
Yeşil Yatırımlar ve Sürdürülebilir Tarımın Önemi
Türkiye’nin 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi, sadece çevresel anlamda değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da büyük bir dönüşüm hedefliyor. İklim hedeflerine ulaşmak için her yıl milli gelirin %1,7’sinin yeşil yatırımlara ayrılması öngörülüyor. Yeşil yatırımlar, sürdürülebilir tarım ve su yönetimi gibi alanlarda yapılacak reformlarla, Türkiye iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atıyor.
Bu strateji, tarım sektörü ve enerji sektörü arasındaki sinerjiyi güçlendirerek, düşük karbonlu üretim için sürdürülebilir çözümler sunacak. Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirecek ve aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma için büyük bir örnek teşkil edecek.