Dünya Aşım Günü
Bu hafta itibariyle, doğanın yıllık bütçesini tüketmiş durumdayız. 2 Ağustos 2023, Dünya Aşırı Tüketim Günü oldu. Bu, insanlığın bu yıl için Dünya’nın yenileyebileceği ekolojik kaynakları aştığı tahmini tarih. 2023’ün yalnızca 30. haftasında, gıdadan ham maddelere, fosil yakıtların emisyonlarından karbondioksiti emme kapasitesine kadar, Dünya’nın bir yıl boyunca yeniden üretebileceği seviyeye eşit ekolojik kaynakları ve hizmetleri talep ettik. Yılın geri kalanında, ekolojik aşırı tüketim durumundan harcayacağız.
Dünya Aşırı Tüketim Günü, her yıl düzenlenen bir etkinlik olup, insanlığın büyüyen ekolojik borcunun risklerine dikkat çekmeyi amaçlar. Daha bilinçli seçimler yapmak, bu eğilimleri tersine çevirme ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerleyebilme olasılığımızı artırır; elimizde ne kadar doğa olduğunu, ne kadarını kullandığımızı ve ne kadarına ihtiyaç duyduğumuzu ölçmek, bu seçimleri yapmamızda bize yardımcı olur.
Birleşmiş Milletler’in IPCC hedefine ulaşabilmek için, 2010 yılına göre 2030 yılında dünya genelinde karbon emisyonlarını %43 azaltmamız gerekiyor. Bu da, önümüzdeki yedi yıl boyunca her yıl Dünya Aşırı Tüketim Günü’nü 19 gün öne almayı gerektiriyor. Basit değişiklikler, Dünya Aşırı Tüketim Günü’nün tarihini önemli ölçüde #TarihiDeğiştir şeklinde etkileyebilir: Düşük karbonlu elektrik kaynaklarının küresel oranını %39’dan %75’e yükseltmek, tarihi 26 gün öne alır; gıda israfını yarıya düşürmek 13 gün kazanç sağlar.
Tarımsal faaliyetler, özellikle sulama ve enerji kullanımı, Dünya Aşırı Tüketim Günü ile doğrudan ilişkilidir. Tarım, su, toprak ve enerji gibi doğal kaynakları yoğun bir şekilde kullanır. Bu süreçlerin etkin ve sürdürülebilir yönetimi, Dünya’nın yıllık biyolojik kapasitesini aşmamızı önlemek adına önemlidir. Sulama, tarımsal üretimde önemli bir rol oynar ancak aynı zamanda büyük miktarda su tüketir. Su kaynaklarının aşırı kullanımı, su stresini artırabilir ve biyokapasiteyi azaltabilir, bu da Dünya Aşırı Tüketim Günü’nün daha erken bir tarihe gelmesine neden olabilir. Benzer şekilde, tarımsal enerji süreçleri de önemli ölçüde doğal kaynak tüketir. Bu süreçler, genellikle fosil yakıtların kullanımını içerir ve bu da karbon ayak izini ve sera gazı emisyonlarını artırır. Bu da, Dünya’nın karbon emisyonlarını emme kapasitesini aşabilir ve Dünya Aşırı Tüketim Günü’nün daha erken bir tarihe gelmesine yol açabilir. Sonuç olarak, tarımsal faaliyetlerin daha sürdürülebilir hale getirilmesi, özellikle sulama ve enerji kullanımı açısından, Dünya Aşırı Tüketim Günü’nün tarihini olumlu yönde etkileyebilir. Bu, su ve enerji verimliliğini artırma, doğal kaynakları daha etkin bir şekilde yönetme ve daha düşük karbon emisyonlarına sahip enerji kaynaklarına geçiş yapma gibi eylemleri içerir.
Her yılın Dünya Aşım Günü’nün tarihini belirlemek için, Global Footprint Network, Dünya’nın biyokapasitesinin, insanlığın Ekolojik Ayak İzi’ni karşılamaya yettiği gün sayısını hesaplar. Yılın geri kalan kısmı, küresel anlamda aşırı tüketimi temsil eder. Dünya Aşım Günü, gezegenin biyokapasitesi (Dünya’nın o yıl içinde üretebildiği ekolojik kaynak miktarı) ile insanlığın Ekolojik Ayak İzi (insanlığın o yıl için talebi) arasındaki oranın, bir yıldaki toplam gün sayısı olan 365 ile çarpılması sonucu bulunur:
(Gezegenin Biyokapasitesi / İnsanlığın Ekolojik Ayak İzi) x 365 = Dünya Aşırı Tüketim Günü
Aşağıdaki grafikler Türkiye’nin ekolojik ayakizi ve biyolojik kapasitesi ve bu stoklar arasındaki farkı ortaya koymaktadır.
Geçmiş, mutlaka geleceğimizi belirlemez. Mevcut seçimlerimiz belirler. Bilgece, ileriye dönük kararlarla, tüm insanların yaşam kalitesini iyileştirirken doğal kaynak tüketim eğilimlerini tersine çevirebiliriz. Gezegenimiz sonlu olsa da, insan olanakları öyle değil. Sürdürülebilir, karbon-nötr bir dünyaya dönüşüm, insanlığın öngörü, yenilikçilik ve birbirine değer verme gibi güçlerini uyguladığımızda başarılı olacaktır. İyi haber şu ki bu dönüşüm sadece teknolojik olarak değil, aynı zamanda ekonomik olarak da faydalıdır ve gelecekte müreffeh bir yaşam için en iyi şanstır.
Mevcut trend kaderimiz değil: #TarihiÖtele