Su kirliliği, su kaynaklarının içine yabancı, zararlı veya istenmeyen maddelerin girmesi sonucu suyun kalitesinin düşmesi durumudur. Artan nüfus, iklim değişiklikleri ve sürdürülebilir olmayan su yönetimi uygulamaları, birçok bölgede su kaynaklarının azalmasına ve mevcut su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Bu durum, tarım, sanayi, enerji üretimi ve insanların temel ihtiyaçları gibi birçok sektörü etkiler. Suyun kıymetini anlamak ve elimizdeki su kaynaklarını daha doğru bir şekilde kullanmak, sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir. Su tasarrufu sağlayan teknolojilerin benimsenmesi, tarım sulamasında verimli yöntemlerin kullanılması, endüstriyel atık suyun daha etkili bir şekilde arıtılması ve bilinçli su tüketimi alışkanlıklarının yaygınlaştırılması, su kıtlığının hafifletilmesine ve elimizdeki temiz su kaynaklarının daha verimli kullanılmasına yardımcı olabilir.
Türkiye'de Temiz Su Kaynaklarının Durumu
Ülkemizde yıllık yağış ortalaması 643 mm olarak gerçekleşmektedir ve bu yağışın su olarak karşılığı 501 milyar m3’tür. Ancak çeşitli nedenlerle kaybolan su miktarı, kullanılabilir nitelikteki suyun 234 milyar m3’üne ulaşmaktadır. Teknik ve ekonomik olarak tüketilebilecek yeraltı ve yerüstü su miktarı ise 112 milyar m3 olarak belirlenmiştir. Bu suyun 95 milyar m3’ü yurt içindeki akarsulardan, 3 milyar m3’ü yurtdışından gelen akarsulardan ve 14 milyar m3’ü yeraltı suyundan temin edilebileceği öngörülmektedir. Sonuç olarak, kullanılabilir su kaynaklarının sınırlı olduğu bu dönemde, sınırlı su kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanmamız gerekmektedir. Sanılanın aksine ülkemiz, kişi başına düşen kullanılabilir su varlığı endeksine göre, su fakiri ülkeler arasında yer almaktadır. Mevcut su potansiyelimizin yaklaşık %70’lik bir kısmını tarım sektöründe kullanmaktayız. Tarım sektöründen sağlanacak %1’lik tasarruf, Sanayi sektöründe ve evsel kullanımda büyük ölçüde değişmelere yol açabilir.
Su Kirliliği Nedir?
Su kirliliği, su kaynaklarının içine yabancı, zararlı veya istenmeyen maddelerin girmesi sonucu suyun kalitesinin düşmesi durumudur. Su kirliliği, çeşitli kaynaklardan kaynaklanan organik ve inorganik maddelerin, mikropların, ağır metallerin, kimyasal atıkların ve diğer kirleticilerin su sistemlerine karışmasıyla meydana gelir. Bu kirleticiler genellikle endüstriyel faaliyetler, tarım uygulamaları, evsel atıklar, madencilik, enerji üretimi ve çevresel etkileşimler gibi çeşitli insan etkinliklerinden kaynaklanır. Bu sorun, gölleri, nehirleri, akarsuları, yeraltı sularını ve denizleri etkileyebilir. Bu kirleticiler, su ekosistemlerine, içme suyu kaynaklarına, tarım alanlarına ve insan sağlığına zarar verebilir. İçme suyu temini zorluklarına, su ekosistemlerinde bozulmalara, balık ve diğer su organizmalarının sağlığında zarara, sulama suyu kalitesinin düşmesine ve ekonomik kayıplara neden olabilir.
Su Kirliliği Nedenleri Nelerdir?
Su kirliliğinin karmaşıklığı ve geniş kapsamı, çeşitli kaynaklardan kaynaklanan bir dizi etkenin bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Bu bağlamda, su kirliliğinin oluşumunda etkili olan başlıca nedenler şunlardır:
- Tarımda bilinçsiz kullanılan kimyasal gübreler: Tarım alanlarında kullanılan kimyasal gübreler, suya karışarak su kirliliğine neden olabilir. Bu gübrelerin aşırı kullanımı, suların nitrat ve fosfat gibi besin maddeleriyle aşırı yüklendirilmesine yol açabilir.
- Böcekler ve bitkiler için kullanılan ilaçlar: Tarım ilaçları, su sistemlerine sızarak su kirliliğine neden olabilir.
- Geri dönüşümü olmayan ve doğada çözünemeyen atıklar: Plastik gibi geri dönüştürülemeyen atıklar, su kirliliğine yol açabilir.
- Endüstriyel ağır metaller: Kurşun, civa, kadmiyum gibi metaller sucul organizmalara zarar verebilir.
- Fabrikalardan filtrelenmeden salınan zararlı gazlar: Endüstriyel tesislerden kaynaklanan atıkların filtrelenmeden veya yetersiz filtrelenerek doğaya salınması, su kirliliğini artırabilir.
- Atık tesislerinde ayrıştırılmadan sulara salınan kanalizasyon atıkları
- Yanlış kullanılan atık sahaları: Atıkların düzensiz depolandığı veya kontrolsüz atık sahaları, sulara sızarak kirliliğe yol açabilir.
- Küresel ısınma nedeniyle su ekosisteminin değişmesi
- Gemi ve tekne gibi deniz taşıtlarının yakıt tüketimi: Denizlerde petrol sızıntılarına ve su kirliliğine neden olabilir.
Su Kirliliğinin İnsan Sağlığına Ve Çevreye Etkileri Nelerdir?
Su kirliliği, insan sağlığı ve çevre üzerinde ciddi etkiler doğuran bir sorundur. Kirlenmiş suların içilmesi, içerdikleri mikroplar, kimyasal kirleticiler ve ağır metaller nedeniyle hastalıklara yol açabilir. Su kaynaklarındaki kirlilik, balıklar ve diğer su ürünleri aracılığıyla insan vücuduna geçebilir. Bu da gıda zincirindeki tehlikeli maddelerin tüketilmesine neden olur. Ayrıca kirlenmiş sular, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına, kanserojen etkilerin artmasına ve solunum yolu problemlerine sebep olabilir.
Su kirliliği sadece insan sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda çevre üzerinde de olumsuz etkiler bırakır. Kirlenmiş sular, su ekosistemlerinde dengesizlik yaratarak sucul bitki ve hayvanların yaşam alanlarını tahrip eder. Türlerin yok olmasına sebep olabilir. Balıklar ve diğer su canlıları, su kirliliğinin neden olduğu ölümler, üreme sorunları ve popülasyon azalmaları ile karşı karşıya kalabilir. Tarım alanları da kirlenmiş sular nedeniyle olumsuz etkilenebilir. Toprak kirliliği ve bitki sağlığı sorunları ortaya çıkabilir. Bu durum ekonomik kayıplara, özellikle tarım ve balıkçılık sektörlerindeki gelir kaybına neden olur. Dolayısıyla, su kirliliğine karşı alınacak etkili önlemler, su kaynaklarının korunması ve temiz tutulması, hem insan sağlığı hem de çevre için hayati bir öneme sahiptir.
Su Kirliliği Nasıl Önlenir?
Su kirliliği ile mücadelede çeşitli stratejiler kullanılarak su kaynaklarının korunması ve temizlenmesi amaçlanır. Bu stratejilere örnek olarak çevresel düzenlemeler, su arıtma sistemleri, atık yönetimi, sürdürülebilir su kullanımı ve toplum bilincinin artırılması gibi önlemler yer alır. Her bireyin ortak bir anlayışla üstüne düşen görevi yerine getirerek su kirliliği ile mücadeleye katkıda bulunması mümkündür. Su kirliliğini kontrol altına almanın etkili yollarından biri, su tüketimini minimum seviyeye indirmektir. Duş süresinin olabildiğince azaltılması, diş fırçalarken suyu açık bırakmamak, tıraş olurken suyun asgari düzeyde kullanılması gibi günlük hayatta basit bir şekilde uygulanabilen ama etkili yollar oldukça önemlidir.
Ayrıca mutfakta lavabo yoluyla suya karışan maddelere dikkat edilmelidir. Su kirliliğinin evsel nedenlerinden biri de lavaboya dökülen yağlardır. Lavabo yolu ile giderden çıkan suyun geri dönüştürülebilmesi mümkünken yağların bu yolla atılması suyu tamamen işlevsiz bir hale getirir. Yağların biriktirilmesi ve atık yağ tesislerine gönderilmesi sorunu önleyebilecek bir çözümdür. Ev dışı alınabilecek önlemlere baktığımızda, en çok su tüketilen alan olan tarım alanları gelir. Tarım alanlarında ise basınçlı sulama sistemlerinin ve sulamada otomasyon sistemlerinin kullanılması, suyu en verimli şekilde kullanmamıza olanak sağlar. Dilerseniz akıllı sulama sistemlerinin teşviki hakkında; https://esular.com/akilli-sulama-sistemlerinin-desteklenmesi ve https://esular.com/kirsal-kalkinma-destekleri-kapsaminda-bireysel-sulama-sistemlerinin-desteklenmesi yazılarımızı ziyaret edebilir, daha detaylı bilgi için arayabilirsiniz. kısacası bunlar ve benzeri yöntemler ile su kirliliğinin önüne geçebilir ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakabiliriz.